Temizliğin Tarihsel Kökleri
- Temizlike.com Editörü
- 21 Ara 2019
- 4 dakikada okunur
Temizliğin ve bunu gerçekleştirmek için özellikle yıkanmanın, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu kabul edersek, insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyleyebiliriz. Uygarlıklar incelendiğinde de, temizlik için yapılan aktivite olan yıkanmanın üç farklı amacı olduğu görülmektedir. Bunlar, rahatlama, dini gereklilik olarak ruhsal arınma ve vücut temizliğidir.(temizlike.com)
Hamam – Latrina Tanımları ve Ortaya Çıkış Evreleri
İster ruhsal, isterse fiziksel olsun yıkanma faaliyetinde, su faktörü baş oyuncudur. İnsan için kan nasıl vücudun yaşam kaynağı ise, su da doğa için aynı şeyi ifade etmektedir. Yaşamı uyandıran, hayatın olmazsa olması bir elementtir 4 . İçiçe sürdürdükleri bu hayatlarında, su bazen bereketin, bazen de felaketin kaynağı olarak insanlığı etkilemiştir. İnsanlık oluşan bu dengesizliğin kaynağında iyi ve kötü ruhların etkisi olduğuna inanmış, bu yüzden de, Mezopotamyalılar (Dicle-Fırat), Mısırlılar (Nil), Hintliler (İndus), Hititler (Kızılırmak) ve Çinliler (Sarı Irmak) kendileri için hayat kaynağı olan nehirlerin idaresini tanrılara bırakmışlardır. Bu tanrılar daha sonraki Akdeniz uygarlıklarında karşımıza, Aşera (Fenike), Poseidon (Yunan) ve Neptün (Roma) adını alarak deniz tanrıları olarak çıkmışlardır5. Suyun kutsallığı, gündelik hayatın o kadar içinde olmuştur ki, kentlerdeki anıtsal çeşmelere su perilerinin yeri anlamına gelen Nymphaion ismini vermişlerdir6. Bu kutsal kabulleniş günümüzde, Hintliler için hala devam etmekte ve kutsal kabul edilen Ganj (Res.1), Fırat ve Nil nehirlerini arınmak için kullanmaktadırlar7.
Doğu Akdeniz, Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’da kurulan uygarlıkların, suyun kutsallığı ile ilgili kabulleri daha sonraki uygarlıklarda da etkisini göstermiştir. Örneğin, Anadolu’ya gelmeleri, MÖ 1800 yıllarına tarihlenen Hitit toplumu, bu bölgeye geldiğinde, urada bulunan Hatti, Luvi ve Hurri toplumu ile kaynaşmış ve pek çok konuda olduğu gibi su inancı konusunda da etkilenmiştir. Öyle ki, su ile ilgili ritüellerde, “Temizlik /Arılık/ Kutsallık Suyu”, anlamına gelen Hurrice itkalzi ve itkahi sözcüleri “šehelliiaš watar, šehelliiaš A.A.
Hİ.A, šuppi watar ve parkui watar, šeāel=ni šiie ve itkalzi šiie” gibi pek çok sözcük Hitit tabletlerinde karşımıza çıkmaktadır.
II. Muršili’ye ait olan CTH378.1 numaralı bir dua metninin 1-7.satırında da, aynı bölgede yaşayan Hattiler için, dağlar, ırmaklar, su kaynakları ve yeraltı suları yemin tanrısı olarak aktarılmaktadır.
Nehirlerin kutsallığının antik dönemlerde de devam ettiği, Ksanthos yerleşiminde bulunan MS II-III. yüzyıllara tarihli pek çok yazıt ile de belgelenmektedir. Ksanthos nehir tanrısını konu eden yazıtlardan ilki Fellows tarafından tespit edilmiştir11. Ksanthos nehrinin kutsallığını, Luwilerin ana tanrıçası, aynı zamanda Zeus’un eşi olan Leto’nun, çocukları Apollon ve Artemis’i dünyaya getirdikten sonra bu nehirde yıkaması ile kazandığını, Hellas’taki Akheloos nehrinin kutsallığını da Homeros’un İlyada destanından öğrenmekteyiz.
Kramer’in dediği gibi, tarihin Sümerlerle başladığı görüşünü kabul edersek, temizlik ve yıkanma ile ilgili tarihsel kökleri incelerken, Sümer tabletlerine de bakmamız gerekir. MÖ Yukarıdaki metinde de görüldüğü gibi, yemek yemeden önce mutlaka ellerin yıkanması gerektiği, ki bu durum günümüzde de devam etmektedir, eğer aksi durum olursa tanrıların bu duruma çok kızacağına inanıldığı açıkça görülmektedir. Sümerler tanrıların dahi yıkandığına inandıklarından, Sümer tabletlerinde, sürekli temizlik ve yıkanma ile ilgili metinler karşımıza çıkmaktadır. Sümerlerden sonra bölgede egemen olan Sami kökenli kavimlerde de olduğu gibi, arınma inancı doğu ve batıya ilerlemiş olmakla birlikte aynı coğrafyada sürekli kalmayı başarmıştır.
Antik çağda yıkanma ve temizlik ile ilgili dizeleri olan, şair Homeros İlyada eserinde,Odysseia adlı eserinde ise,… Bu ara güzel Polykaste yıkadı Telemakhos’u … (III, 460-465) … Baktılar gözleriyle doya doya sonra cilalı teknelerde bir güzel yıkandılar | Hizmetçiler yıkadı onları, ovdu
zeytinyağıyla … (IV, 45-50) …bir hizmetçi su getirdi el yıkasınlar diye | gümüş leğen üstünde güzel bir altın ibrikle … (IV, 50-55) … tekmil evler mallarla dolup taşar orda | iki gümüş hamam teknesi bağışlamıştı Polybos | bir çift üçayak bağışlamıştı Menelaos’a … (IV, 125-130) ……kurnaz kurnaz kaçamaklar yaptı | aldım onu bir güzel yıkadım … (IV, 250-255) … Kalypso uğurladı Odysseus’u adadan beşinci günü | onu yıkamış, rubalar giydirmişti güzel kokulu …(V, 260-265) … güneşte kurumaktayken çamaşırlar | kızlar yıkanıp kokulu yağlar süründüler …(VI, 95-100) ……verin ona bir gömlekle bir harmani | şu yıkanmış çamaşırlardan | ırmakta, kuytu bir yerde yıkayın onu…(VI, 205-210) …Çoktan yağ görmedi, ovulmadı derim | Ama utanırım, sizin önünüzde yıkanamam | Tanrısal Odysseus da yıkadı bedenini suyun köpüğünde | bir güzel yıkanıp yağlar süründü …(VI, 220-230) …çıksın diye kollarımın bacaklarımın yürek kemiren yorgunluğu | tekneye oturttu, bir güzel yıkadı beni | döke döke başımdan, omuzlarımdan aşağıya | kocaman üçayaklıda ılıştırdığı suyu | Yıkayıp beni, ovduktan sonra ince bir yağla …(X, 360-365) … ve güzel cilalı banyolara inip yıkandılar | Hizmetçiler onları iyicene yıkayıp ovdular yağla | çıktılar banyolardan, oturdular sofra önünde iskemlelere…(XVII, 85-90) …ona bir konukluk armağanı da ben vermek isterim | beğenmezse hamam uşağına versin, ya da başkasına …(XXI, 295-300) …. bu arada kahya kadın Eurynome, ulu yürekli Odysseus’u | yıkadı kendi evinde ve yağla ovdu …(XXIII, 150-155) …. o ara ulu yürekli Laertes gitti kendi odasına | yıkadı onu Sicilyalı hizmetçi ve ovdu kokulu yağla …(XXIV, 365-370).
Homeros’un yukarıdaki dizeleri ile, temizlik ve yıkanma kültürünün, MÖ 9. yüzyıldaki durumu hakkında bazı bilgiler edinebiliyoruz. Örneğin, yıkanma işleminin –en azından soylular nezninde- üçayaklı kazanlarda ısıtılan suyla, cilalı teknelerde, oturarak ve de hizmetçiler tarafından yapıldığını; kanayan yaraların tedavisinde de sıcak suyla yapılmış banyoların kullanıldığını; yıkandıktan sonra yağlanıldığını; el yıkanırken altın ibrik kullanıldığını ve bu işlem sırasındaki fazla suyun da gümüş bir leğene aktığını; cilalı teknelerden başka gümüş teknelerin de kullanıldığını; çamaşır kurutma işleminin güneş altında yapıldığını; yıkanılan suda köpük olduğunu ve de günümüzde de olduğu gibi o dönemlerde de sıcak bir banyonun vücut yorgunluğunu giderdiğini15.
Homeros’tan daha sonraki dönemlerde Askra’da (Boiotia) doğmuş, MÖ 700’lü yıllarda yaşamış didaktik şair Hesiodos’un, İşler ve Günler (Erga kai Hemerai) isimli eserinde, arkaik çağdaki günlük yaşam konusunda bize oldukça detaylı bilgiler vermektedir
Comments